NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
يَحْيَى بْنُ
مَعِينٍ
حَدَّثَنَا
هِشَامُ بْنُ
يُوسُفَ عَنْ
ابْنِ جُرَيْجٍ
أَخْبَرَنِي
عُبَيْدُ
اللَّهِ بْنُ
أَبِي
يَزِيدَ
أَنَّ عَبْدَ
الرَّحْمَنِ
بْنَ طَارِقٍ
أَخْبَرَهُ
عَنْ أُمِّهِ
أَنَّ رَسُولَ
اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ كَانَ
إِذَا جَازَ
مَكَانًا
مِنْ دَارِ
يَعْلَى
نَسِيَهُ
عُبَيْدُ
اللَّهِ
اسْتَقْبَلَ
الْبَيْتَ
فَدَعَا
Abdurrahman b. Târik, annesinden
naklen haber verdiğine göre,
Resûluüah (s.a.v.) Ya'lâ
yurdundan bir yeri geçince -(ki bu hadisi Abdurrahman'dan naklen rivayet eden)
Ubeydullah bu yeri(n ismini) unutmuştur- Beyt'e dönüp dua etmiştir.
İzah:
Ahmed b. Hanbel, VI,
436-437 Nesâî, menâsik
Resûl-i Ekrem veda
tavafını yaptıktan sonra Ya'lâ yurdu denilen yere gelince kıbleye dönüp dua
edermiş. Metinde bu olay "Ya'lâ yurdundan bir yeri geçince dua
ederdi" anlamına gelen kelimelerle ifâde edilmişse de metnin aslı
"Ya'lâ yurduna gelince" şeklindedir.
Resûl-i Ekrem'in veda
tavafını yaptıktan sonra Medine'ye dönerken Ya'lâ yurdunda dua ettiği bu yerin,
duanın makbul olduğu yerlerden birisi olduğu muhakkaktır. Fakat râvi buranın neresi
olduğunu unuttuğu için isim verememiştir. Aynı hâdiseyi İbn Hacer de el-İsâbe
isimli eserinde zikretmiş fakat o da bu yerin ismini vermemiştir.[el-İsabe
VIII, 256. (Tahkikli baskı).]